Erkut Eryarar’ın “,Endüstri Ürünleri Tasarımında Gestalt
Teorisi Uygulaması” yazısı öncelikle “Gestalt nedir? Nasıl olur? Amacı nedir?
Gestalt endüstri ürünlerinin tasarımında nasıl uygulanır? Bu uygulamanın avantajları
nelerdir?” gibi sorulara cevap getirmiştir.
Gestalt, parçaların toplamından fazlasını ifade eden
organize bütündür. Bu teoriye göre, bütün pek çok farklı ögeden oluşur, bununla
beraber bu ögelerin her biri bütünü yansıtmaz. Endüstriyel tasarımda çoğu zaman
farklı ögelerin bir araya gelmesinden oluşur. Amaç, ögelerin bir araya gelerek
anlamlı bir bütün oluşturmasıdır. Bir tasarımın başarısı, ürünün tasarlandığı
biçimde algılanabilmesiyle ölçülür. Bu doğrultuda geştalt teorisinin
prensiplerinin tasarımcı tarafından tasarlama süreci içerisine dâhil edilmesi,
hem yapılan tasarımın benzerlerinden farklılaşmasını sağlayacak hem de son
kullanıcının ürünü okumasını kolaylaştıracaktır. Ütünün doğru algılanmasını
sağlamak tasarımcı için tasarlama sürecinin en önemli aşamasıdır.
1.Algı
Duyum ve algıyla dış dünyadaki bütün bilgileri elde ederiz.
Duyum, nesnel bir çevrenin insanın duyu organları üzerindeki
etkisinin yalın sonucudur. İzlenimle algı arasındaki bir bilinç olgusudur. İzlenim
duyumdan önce, algı duyumdan sonra gerçekleşir.
Algısal süreçler, duyularımızın bizde oluşturduğu yaşantıların
en ufak parçasını bile anlamlı, örgütlü bir bütün halinde yorumlanmasını
içerir. Algılama ise birleşik bir deneyimdir. Duyum ve algının birleşmesinden
oluşur.
2. Gestalt Algı Teorisi
Geştalt teorisi temelinde bir psikoloji teorisi gibi görünse
de görsel algılamanın nasıl gerçekleştiği, bu gerçekleşme sürecinde nelerin
etkili olduğu, içerden ve dışardan bu süreci nasıl etkilediklerini açıklamaya
odaklanmıştır. Gestalt teorisi yapı başlığı altında bütüncül bir ilkeyi ortaya
koyar.
“İnsanlar nesneleri bütün olarak nasıl algılar ve
yaşantılar?” sorusuyla başlayan geştalt teorisi için farklı söylemler
bulunmaktadır. Bunlardan birkaçı şu şekildedir:
Wertheimer: “Art arda seri bir biçimde gösterilen hareketsiz
bir dizi resmin yarattığı hareket hissinin aslında tek tek ele alındığında
hiçbir resimde olmamasıdır.”
Ehrenfels: “Bir melodi tanıdık geliyorsa, onu oluşturan
notaları tanımamızdan değil, notalar arasındaki harmoniyi, melodiyi veren
yapıyı belleğimizde tutmamızdandır.”
3. Endüstri Ürünleri Tasarımında Gestalt Teorisi
Tasarımın hedef kitle tarafından doğru okunabilmesi
tasarımcıların temel hedefidir. Max Wertheimer, nesnelerin gruplaşmalarını,
bütünleşmelerini ve bunları algılamada daha belirgin hale gelmelerini
araştırarak 4 önemli gereklilik saptamıştır:
1)Yakınlık Kanunu: Birbirine yakın bulunan elemanların bir
bütün olarak algılanmasıdır. Özellikle ürünlerin üzerinde bulunan ve ürünün
kullanımını sağlayan kontrol elemanlarının birbirinden ayrılarak rahat
algılanmalarını ve kullanımlarını kolaylaştırır.
2)Benzerlik Kanunu: Belli bir yönden benzer olan elemanlar
bir bütün olarak okunur. Ürün üzerinde gerek kulanım gerekse fonksiyon olarak
birbiriyle ilişkisi olan elemanların benzer özelliklerde tasarlanarak diğer
ögelerden ayrılmasını amaçlar.
3)Kapalılık Kanunu: Bireylerin, görsel dünyada algıladıkları
uyaranlarda var olan boşlukları doldurarak örgütleme ve bu yolla da kopuk
parçalar yerine, bütün bir nesne olarak algılama eğilimidir.
4)Simetri Kanunu: Simetrik objelerin bir bütün olarak
algılanmasıdır.
5)Figür-Fon İlişkisi Kanunu: Bir objenin düzgün olarak
algılanabilmesi için arkasında fonun algıyı kısıtlayıcı olmaması gerekir.
6)Devamlılık Kanunu: İnsan algısı, uzanan bir şekli,
algısında bitişik noktasından devam ettirme eğilimindedir. Endüstri tasarımında
özellikle ürünlerin kullanım yönünün belirginleştirilmesi amacıyla kullanılan
bu kanun, ürünün genel hatlarına uygulanabileceği gibi sadece bir ögesine de
uygulanabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder