Ana içeriğe atla

Serap Korkmaz "Sofia'nın Hikayesi"

31 Ekim akşamı Ankara Mimarlar Derneği 1927’de Serap Korkmaz’ın “Türk Tasarımın Dünyadaki Yeri” adlı sunumuna katıldık. Sunumda kendi tasarımı olan Sofia Koleksiyonunun oluşum sürecini anlattı.

 

Serap Korkmaz tasarımının Türk kültürünü yansıtan asını istediğini bu yüzden de Türklerle özdeşleşen çaydan yola çıktığını anlattı. Ardından İstanbul denilince akılda beliren Ayasofya’yı da tasarım sürecini dahil etmeyi unutmamış.

 





Tasarım sürecinin ardından üretim sürecine geçtiğinde ise üretim için gerekli olan kalıpları Türkiye’de yapmak yerine eğitim gördüğü ve uzun süre yaşadığı Milano’ya gidip orada yaptırmıştır. Bunun nedeni ise hem Türkiye’deki kalıp ustasının yetersizliği hem de burada toplu üretim yapılması gerektiği ama kendisinin toplu üretim yerine daha az sayıda üretim yapmak istediği olduğu şeklinde açıkladı. İşler yurtdışında Türkiye’de olduğundan daha farklı ve biraz daha kolay işliyormuş.





Bu çay seti tasarımıyla Serap Korkmaz Red Dot Award Design Consept 2016 ve German Design Award 2017 ödüllerini kazanmıştır.

Sunumun sonuna gelindiğinde ise bir şeyi istemenin başarmak için yeterli olduğunu bundan güç alarak çalışılabileceğini, Türkiye’deki bu aksak uygulamaların giderilmesi için gelecek neslin çalışmalarda bulunması gerektiğini söyledi.


Serap Korkmaz’ın kendi özgeçmişine baktığımda ise: 'Serap Korkmaz 1988 yılında İstanbul, Türkiye’de doğdu. Lise eğitimini burada tamamladıktan sonra İtalya’nın Milano kentine taşınan Korkmaz, Avrupa’nın en büyük tasarım okullarından biri olan Istituto Europeo di Design –IED’ de İç Mimarlık eğitimi aldı. IED’den mezun olduktan sonra tez projesi VIAFARINI/Fondazione Arnaldo Pomodoro FAP ‘Urban Artists Hotel Roelink’te sergilendi. Daha sonra Domus Academy’de “Otel Tasarımı Eğitimi” alan Korkmaz, Riccardo Giovanetti Studio ve Studio Mutti Archietti gibi ünlü mimarlık firmalarında çalıştı. Çalışırken, aldığı kararla Scuola Politecnica di Design – SPD’ de ‘İç Tasarım’ (Interior Design) alanında yüksek lisans eğitimine devam eden Korkmaz halen Milano’da hayatını ve mesleğini sürdürüyor.

Tasarımlarıyla 2013 yılında Salone Del Mobile’de seçilmiş genç tasarımcıların ürünlerine yer verilen Satellite sergisinde yer alma başarısını da gösteren mimar, 2014 yılında İç Mimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı alanında hizmet vermek üzere kendi ofisi SMD Studio’yu kurdu. Milano ve İstanbul’da ofisleri bulunan SMD Studio, aynı zamanda dünyaca ünlü tasarım ofisi Aksu/Suardi’nin de Türkiye proje ortağı.''


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yöresel Konut Mimarisi ve Türkiye'deki Örnekleri Hakkında

"Yöresel Mimari" Nedir ? M.Ö. 11 000'de Jeriko (Eriha) ile ilk yerleşmeler görülür. İlk balık ağları da bu dönemde ortaya çıkmaktadır . Bina topluluklarına kent adı, ancak o aglomerasyonda üreticiler ve tüketicilerin organize olması durumunda verilebilir. Bu organize olma durumu yeni bina türlerini, dolayısı ile de yapı sanatında uzmanlaşmayı doğurmuştur. İşte çağlar öncesinden günümüze kadar yaşam geliştikçe yapı sanatı, daha sonra da mimari gelişti. Bir taşı diğerinin üzerine koymakla işe başlayan insan günümüzde en ileri teknolojiyi mimarlıkta kullanabilmektedir. Zaman geçse de günümüzde hâlen binaların üç süreç ile yapıldığı görülmektedir: 1. İlkel topluluklarda etkinliklerde henüz herhangi bir uzmanlaşma görülmez. Kişi tek başına veya ailesi ile birlikte bildiği birkaç basit teknik ile bir bina yapabilir. Bu bina genelde bir barınaktır ve her türlü organizasyondan yoksundur. Bu süreçle meydana gelen binalar aynı tipte olup, genelde doğada bulunan malzemenin old

Mimarlığın Öyküsü - Orantı & Ölçek

Leland M. Roth’un “Mimarlığın Öyküsü” yazısının bu kısmında orantı, ölçek ve bunların mimarideki yeri açıklanmıştır. Orantı Pythagoras, uzunlukları 3’e 2 oranına sahip iki sıkı telin birlikte çekildiğinde beşinci diye adlandırılan tonu üreteceğini gösterdi ve diğerinin iki katına sahip bir tel aynı tonu bir oktav daha düşük olarak üretecektir. Eskiler, insan biçiminin tanrıların biçimine dayandığına inandıklarından, evrensel ve tanrısal geometrik ve orantılı ilişkilerin insan bedeninin orantılarında da gözlemlenebileceğine inanıyorlardı. Vitrivius, göbeği merkez alarak insan bedeninin uzantılarının geometrik şekillerin en temeli ve ideali olan bir kare ve dairenin kenarlarında yer alışını betimler. Vitrivius, irrasyonel sayılı geometrik figürlerin nasıl oluştuğunu da betimlemiştir. Yunan mimarlığı ve tasarımıyla ve bir bütün olarak Klasik mimarlıkta en ilişkilendirilen orantı sistemi Altın Kesit veya Altın Oran denilen sistemdir. Genel olarak iki eşit olmayan parçanın il

Ergonomi ve Antropometri

Ergonomi: İnsan, ekipman, çalışma alanı ve çevresi arasındaki ilişkileri inceleyen ve bunlardan doğan problemler setini anatomi, fizyoloji, psikoloji bilimlerinin temel bulgularından faydalanarak çözmeye çalışan bilimdir. Yunanca “iş yasası” anlamındaki ergonomi sözcüğü dilimizde “iş bilim” anlamında kullanılmaktadır. Diğer bir tanıma göre ergonomi: “insanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak endüstriyel iş ortamındaki tüm faktörlerin etkisiyle oluşabilecek, organik ve psikososyal stresler karşısında, sistem verimliliği ve insan-makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalışan çok disiplinli bir araştırma ve geliştirme alanıdır.” Ergonominin temel amacı; insan yeteneklerini en iyi şekilde kullanarak onu doğal yapısının içinde en uygun işe yerleştirmek ve performansının en yüksek düzeye çıkarılmasını sağlamaktır. Konut; toplumun temelini oluşturan ailenin; bedensel, ruhsal